31 Ekim 2024 tarihinde İstanbul Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmasıyla başlayan ve ardından 4 Kasım 2024 tarihinde Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Şanlıurfa Halfeti Belediyesi'ne kayyum atanmasıyla devam eden süreçler, halkın iradesini yok sayan uygulamalardır. Hukuki dayanaktan yoksun bu kararlar, yürütme yetkisiyle ve yargı kararı olmaksızın alınmış olup, demokratik sürece aykırıdır. Halkın oyları ile göreve gelen seçilmişlerin yine halkın iradesiyle seçim yoluyla görevden alınmaları gerekir; bu nedenle bu uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir.
Engelsiz Bileşenler Federasyonu olarak, son dönemde demokratik yollarla seçilmiş yerel yöneticilerin kayyum atanarak görevden alınmasının toplumsal huzur ve ülkemizin geleceği üzerindeki olumsuz etkilerini endişe ile takip ediyoruz. Seçimle göreve gelmiş olan yöneticilerin, yargı kararı olmaksızın görevden alınması, kamuoyunun demokrasiye ve hukuk sistemine olan güvenini sarsmaktadır. Eğer bu kişiler hakkında yasal bir engel teşkil eden durumlar varsa, bu durumların seçim öncesinde açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Seçme hakkını kullanarak oy veren seçmenlerin iradesi yok sayılmamalı, seçilmiş yöneticilerin görevden alınmasının ancak ve ancak hukuka uygun, şeffaf ve öngörülebilir süreçlerle yapılması gerekir.
Diğer bir önemli husus ise, kayyum ataması yapılan yerlerde barışçıl ve demokratik protesto hakkını kullanan vatandaşlara yönelik uygulanan kötü muamele ve işkence iddialarıdır. Basın kuruluşlarından aldığımız bilgilere göre, işkenceye maruz kalanlar arasında engelli bireyler ve kanser hastaları da bulunmaktadır. Bu uygulamalar, Türkiye’nin taraf olduğu İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muameleye veya Cezaya Karşı Sözleşmeye ve Engelli Bireylerin Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne açıkça aykırıdır. Özellikle Engelli Bireylerin Haklarına Dair Sözleşme’nin 11. maddesi, taraf devletlerin tehlikeli durumlarda engelli bireylerin güvenliğini sağlamak üzere gerekli tedbirleri almasını zorunlu kılmaktadır. Engelli bireyler ve sağlık sorunları bulunan vatandaşlara yönelik bu tür bir muamele, hukuki ve insani değerler açısından kabul edilemezdir. Bu suça karışan kişiler hakkında ivedilikle soruşturmalar başlatılmalı ve sorumlular cezalandırılmalıdır.
Engelsiz Bileşenler Federasyonu olarak, halkın iradesine dayalı seçim sonuçlarının ve yerel yönetimlerin korunmasının, toplumsal huzur ve barışın sağlanması için zorunlu olduğuna inanıyoruz. Demokratik yolların işletilmesi ve hukuk güvenliğinin sağlanması olmadan siyasi ve toplumsal istikrar sağlanamaz. Tarihimiz, bu tür müdahalelerin toplumsal sorunları çözmede yetersiz kaldığını pek çok kez göstermiştir. Halkın seçtiği yöneticiler hakkında sadece yargı kararları çerçevesinde işlem yapılması, toplumda güveni pekiştirecek ve istikrarlı bir gelecek için gerekli temeli oluşturacaktır. Demokratik süreçlerin işler durumda olması, ülkemizin huzuru için vazgeçilmez bir gerekliliktir.
Bu bağlamda, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nu (TİHEK) bu işkence iddialarını resen araştırmaya, ihlalleri yerinde tespit edilmesi için çaba sarfetmeye ve insan hakları temelinde bir tavır almaya davet ediyoruz.
Son olarak, Hükümeti; barışa zerre kadar katkısı olmayan bu demokrasi dışı girişimden vazgeçip bu darbe uygulamasını sonlandırmaya ve seçilmiş tüm Belediye Başkanlarını görevlerine iade etmeye davet ediyoruz.