Türkiye’de resmi verilerle 6-10 milyon engelli kişinin yaşadığı çeşitli araştırmalar sonucunda bilinmektedir. Ancak engellilerin istihdam ve gelir imkanlarına erişimi çok kısıtlıdır. Toplam çalışan engelli sayısı 65 bini memur olmak üzere sadece 200 bin kişi civarındadır.
Engellilere verilen ödenek ve sosyal destekler engelli kişinin kendi özgün durumundan ziyade hane gelir durumu esas alınarak belirlenmektedir. Bu nedenle Türkiye’de 6-10 milyon engelli olmasına rağmen 729.821 Engelli birey engelli aylığı almaktadır. Çalışan ve engelli aylığı alan engellilerin toplamı 936.165 kişidir. 2022 Sayılı Muhtaçlık yasası gereği engelli aylığı alan bireylere verilen aylık Aralık 2022 itibariyle sadece 1.124 Liradır. Evde ağır engelli bakımı yapan kişilere sadece 3.336.TL bakım aylığı ödemektedir. Bu ödenek miktarları enflasyon karşısında aşınmış ve alım gücü kalmamıştır.
Hem çalışan olmayan, hem de destek almayan 5 milyona yakın engelli yurttaş bulunmaktadır. Bu ağır yoksulluk, işsizlik ve gelirsizlik koşullarında ortaya çıkan ekonomik kriz, kur şokları engellileri için yaşam koşullarını zorlaştırmıştır.
2023 yılı için Asgari ücret ve Bütçe’nin görüşüldüğü bu günlerde engellileri yaşam koşullarının kötüleştiğini ifade etmek zorundayız. Birçok engel grubu için temel tıbbi medikaller, yardımcı teknolojiler, hasta bakım bezleri ve ilaçlara erişimde ekonomik kriz ve yoksulluk nedeniyle yaşanan güçlükler son yıllarda artmıştır. Erişilebilirlik mevzuatını sürekli erteleyenler engellilerin iş, eğitim ve gelir imkanlarını ertelemektedir.
Tüm engel grupları için Sağlık Uygulama Tebliğinde engellilerin kullandığı medikal ve tıbbi cihazların ödenme sürelerinin ve ödenme miktarlarının engelli bireyler lehine engelli kurumlarının talepleri doğrultusunda düzenlenmesi sağlanmalıdır. Medikal, ortez, protez, tıbbi cihaz, tekerlekli sandalye, hasta yatağı, hasta bezi, özel mama ve benzeri malzemelerin nitel ve nicel anlamda erişimini sağlanmalıdır. Bu malzemelerin rant ve ticaret konusu olmaktan çıkarılması amacıyla gerekli bilimsel çalışmalar desteklenmelidir. Yerli ürünlerin niteliksizliği ve ithal ürünlerin döviz kur şokları nedeniyle aşırı pahalı olması engelliler ve aileleri için katlanılmaz ödeme farklarına yol açtığı bilinmektedir. Zorunlu araç ve gerekler için olan bu harcama yükünün engellilerin ve ailelerinin üzerinden kaldırılmalıdır.
Birçok tıbbi medikal, hasta bezi ve yardımcı teknolojide yaşanan durumun örneği olarak şunu ifade edebiliriz. 2020 yılı öncesinde SPPE, DMD grupları başta olmak üzere, birçok ortopedik engelli, nadir hastalık ve süreğen hastalık grubunda kullanılan hasta bezleri için verilen ödenek yeterli sayıda hasta bezi ve yatak korucuyu almaya yetiyordu. 2020’de artan enflasyon ve zamlar nedeniyle destek miktarı 160 civarında hasta bezi almaya yetmiştir. 2021’de 120 civarında olan bu sayı 2022’de 30-35’e kadar düşmüştür. Verilen destek miktarı yıllar itibariyle artmışsa da alınabilen hasta bezi ve yatak koruyucu sayısı azalmıştır. Bu eğilim sadece bu hasta bezi ve yatak koruyucular için değil tüm tıbbi medikal, malzeme ve ilaçlar için geçerli olmuştur. Bazı engel grupları için verilen eğitim ve rehabilitasyon destekleri de enflasyon karşısında aşınmıştır. İşitme cihazları gibi çoğunlukla ithal olan teknolojilerde ise kur şokları cihazların ilk alımı, tadilatı ve diğer giderlerini arttırmıştır. Özellikle tıbbi cihazları, solunum cihazları ve akülü araçları elektrikli olan engellilerin faturalarına ilişkin de sorun yaşanmaktadır. Milyonlarca engelli ve ailesinin kira, barınma, gıda ve diğer boyutları ile yaşanan ekonomik krizi bu boyutlarıyla hissettiği bilinmelidir.
Son olarak; 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftasının son günündeyiz. İnsanın, haklarıyla insan olduğu bilinciyle Engelli Haklarının da İnsan Hakları olduğunu ifade ediyoruz. Haklarımızdan, hak mücadelemizden ve bunun için örgütlenmekten vazgeçmiyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.